Site içeriğinin kopyalanması engellenmiştir. Site içeriği telif hakkına sahip olabilir.  

OZON

Ozon uygulamaları başarısı doğru doz ve doğru materyalle mümkündür.Kullanılan perfüzyon seti kalite belgeli olmalıdır ve asla PVC’den veya ozonla tepkimeye girebilecek diğer maddelerden üretilmemelidir.

OZON TEDAVİSİNDE MADRİD DEKLARASYONU
Bu Deklarasyon; İspanya Ozon Tedavisi Tıp Profesyonelleri Topluluğu (AEPROMO) himayesinde, 3- 4 Haziran 2010 tarihlerinde, Madrid’de Kraliyet Tıp Akademisi’nde yapılan “Uluslararası Ozon Tedavisi Okulları (ekolleri) Toplantısında” onaylanmıştır

Herhangi bir ozon tedavisi uygulanmadan önce dikkate alınması gereken üç temel ilke
aşağıda açıklanmaktadır:
a) Öncelikle zarar vermemek:
b) Dozu kademeli artırmak: Daima düşük dozda başla ve dozu kademeli şekilde artır. Bunun istisnası tersi yönde bir yolun izlendiği enfekte ülserler veya yaralardır (yüksek konsantrasyonda başla ve hastanın durumundaki iyileşmeye göre azalt).
c) Gerekli konsantrasyonu uygulamak: Tüm ilaçlarda geçerli olduğu gibi, yüksek ozon konsantrasyonları mutlaka daha iyi sonuçlar verecek değildir.

Redoks dengesinin bilinmemesi (antioksidanlar / pro-oksidanlar) ve hastanın oksidatif streste olması durumunda, başlangıçta orta veya yüksek doz verilmesi hücresel antioksidan mekanizmalara zarar verebilir ve klinik tabloyu ağırlaştırabilir. Bu nedenle, düşük dozla başlanması ve hastanın vereceği yanıta göre kademeli şekilde artırılması tercih edilen yoldur.

Tüm terapötik dozlar etki mekanizmasına göre üç gruba ayrılmaktadır:

1. Düşük dozlar: Bu dozlar immünstimülan (bağışıklık sistemini uyarıcı) etkiye sahiptir ve bağışıklık sistemin etkilendiği yönünde şüphenin yer aldığı hastalıklarda kullanılmaktadır.

2. Orta düzeydeki dozlar: Bunlar immünomodulatuarlardır (bağışıklık sistemini düzenleyici) ve antioksidan enzim savunma Sistemini uyaracaklardır. Bunlar diyabet, ateroskleroz, KOAH, Parkinson Sendromu, Alzheimer ve senil demans (bunama) benzeri kronik dejeneratif hastalıklarda en fazla faydayı sağlamaktadır.

3. Yüksek dozlar: Özellikle ülserde veya enfekte yaralarda uygulanmaktadır. Ayrıca, yağ ve suya ozon uygulanması için kullanılmaktadır. Yağın ozonlanması tıbbi jeneratörler ile asla başarılamamaktadır.

  • 10 veya 5 µg/ml ve hatta daha düşük konsantrasyonlarının geniş bir güvenlilik sınırı içerisinde terapötik etkilere sahip olduğu kanıtlanmıştır ve dolayısıyla, günümüzde terapötik konsantrasyonların 5 ila 60 µg/ml arasında sıralandığı kabul edilmektedir.
  • Bu aralık lokal ve sistemik uygulama tekniklerinde geçerlidir.
  • Ozonun terapötik endikasyonları, ozonun düşük fizyolojik konsantrasyonlarının hücre içerisinde önemli roller oynayabileceği bilgisine dayanmaktadır.
  • Moleküler düzeyde, bu tedaviye ait klinik kanıtları destekleyen farklı etki mekanizmaları gösterilmiştir.
  • Ozonun terapötik, etkili olmayan ve toksik konsantrasyonları bulunmaktadır.
  • MAHT: Majör ozon terapisi
  • MIHT: Minör özon terapisi
  • İntramusküler (kas içi)
  • Gonartiküler – İntraartiküler (eklem içi) ozon enjeksiyonları”]
  • Ozopunktur karboksipunktur
  • Tetik nokta enjeksiyonları
  • Subcütan enjeksiyonlar
  • Paravertebral (omurga etrafı)
  • İntradiskal enjeksiyonlar – Herni (Fıtık) uygulamaları
  • Peridural tedavi (translaminal)
  • Fistül içi uygulamalar
  • Ozon torba
  • Ozon kupa
  • Oftalmolojik uygulamalar
  • Vezikoüreteral uygulamalar
  • Otik (kulak) insuflasyon
  • İntratonsiller uygulamalar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir