Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler bilgilendirme amaçlıdır; tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz.

Kolajen insan vücudunda en çok bulunan, tüm vücudu bir arada tutan proteindir. Kolajen tutkal anlamına gelen kolla kelimesinden türetilmiştir. Kolajen, yalnızca saç, cilt ve tırnakların değil; kasların, tendonların, bağların ve kemiklerin de büyük bir bileşenini oluşturur. Sert, çözülmeyen, lifli bir protein olan kolajen, bu vücut parçalarına güçlerini ve yapısını verir. Bu protein, cildimizde ve diğer bağ dokularında bulunur.  Cildi sıkılaştırır, kemik ve eklemleri güçlendirir, sindirimi düzenler. Kollajen, Fibroblast denilen hücreler tarafından üretilir.

Doç.Dr Halit Yerebakan

Vücutta herşeyi birarada tutan protein: KOLAJEN

Kolajeni üreten hücre: FİBROBLAST

KOLAJEN HEM SAĞLIK HEM GÜZELLİK İÇİN GEREKLİDİR.

Cilt kemik eklem kıkırdak tendon kornea sağlık ve sağlamlığı temel protein kolajene bağlıdır.

Antiaging tedavilerde kolajen miktarı ve kalitesinin hem korunması hem de artırılması ilk hedeftir.

Kolajeni artırmanın 2 yolu vardır. Kolajenin ağızdan desteği ile kolajeni üreten fibroblast aktivitesinin canlandırılması

25 -30 yaşından sonra fibroblastlarda sayı ve aktivite azalması başladığından ürettiği kolajen, elastin, hyalüronik asit gibi maddelerin de miktarı ve kalitesi azalır. Dokular eskimeye yaşlanmaya sarkmaya başlar. Araştırmalar kolajenin her yıl %1 azaldığını göstermiştir.

Perennial: Bugünün yeni “yaşsız” insan grubuna artık bu isim verilmektedir. Perennial; kalıcı, tekrar eden, sürekli, uzun ömürlü gibi anlamları olan yeni dünyanın yeni insanın adıdır. Doğru bilinç doğru beslenme ve egzersizle yaşına ve yaşama kafa tutan sağlıklı bireyleri temsil eder.

Kolajen, hyaluronik asit ve elastin ile birlikte deride ve hücrelerarası ortamda bulunan en temel lifli proteindir. Fibroblast sayısı ve aktivitesi azaldıkça kolajen ve elastin üretimi azalır. Fibroblastların yaşlanması bağ dokunun tüm alanlarda çökmesiyle sonuçlanır. Cildin ve diğer bağ dokuların en önemli yapısının kalitesi düştüğünde bağ dokuların su tutma kapasitesi azalır. Ciltte parlaklık azalır, kırışıklıklar artar, sarkmalar gelişir. Diğer kolajen içeren bağ doku da canlılığını ve suyunu kaybettiği için eklem hasarları, kıkırdak harabiyetleri, tendan hasarları, kemik kayıpları yaşanmaya başlar.

  • Yağ dokusu kendisini tutacak bir bağ dokusu olmazsa yerçekimine uygun olarak göçe başlar.
  • Yağların göçtüğü alanlarda boşluk çukurluk görülürken yakın yeni yerleşim bölgeleri sarkık görünecektir.
  • Bağ dokusunun azalması ve yağ göçünün oluşturduğu çukurlar hekimler tarafından “DERMAL DOLGU” ile dolması ve yeniden şekillendirilmesi sağlanabilir.

Kolajen liflerinin ağ yapısı:

Kolajen artıran faktörler

  1. Genç olmak
  2. Doğru beslenme
  3. Kolajen kullanımı
  4. Egzersiz
  5. Medikal estetik destek

Kolajen azaltan faktörler

  1. Yaşlanmak
  2. Oksidan (Toksik) maddeler
  3.  Şekerli beslenme
  4.  Kan şeker yüksekliği
  5.  Sigara
  6.  Aşırı alkol
  7.  Güneş, UV, solaryum
  8.  Kimyasallar
  9.  Egzos gazları
  10.  İşlenmiş yiyecekler
  11.  Rafinerize karbonhidrat
  12.  Nişasta bazlı fruktoz
  13.  Mısır nişastası
  14.  Menapoz
  15.  Otoimmün hastalıklar (Lupus..)

Kolajenler ve antioksidanlar (pas engelleyici) beraber kullanılabilir mi?

Vücutta tüm oksidan (pas yapıcı) maddeler vücuttaki her hücreyi molekülü yaşlandırır bozar. Oksidanların bozduğu yapılardan biri de kolajendir. Kolajeni korumak için mutlaka antioksidanlarca zengin beslenmek ve ağızdan ya da damardan antioksidan almak gereklidir.

Oksitlenme ve kolajen ilişkisi:

  • Oksitlenme demek paslanmak demektir. Evdeki çatal bıçağın paslanması gibi dokular organlar damarlar da paslanır. Paslı birşeyle yemek yemeği istemezken içinizin paslanıp çürümesini kabullenmek ister misiniz?
  • Modern yaşam kötü ve endrüstriyel beslenme, sigara,oksijensizlik, hava kirliliği, çeşitli kimyasallar,ozon  dokularda “oksidasyon” denen indirgenme reaksiyonlarına neden olurlar.
  • Oksidasyon sonucunda “serbest oksijen radikalleri” denen “pas yapıcı – toksik” indirgenme ürünleri ortaya çıkar.
  • Serbest  oksijen radikalleri vücutta oksidasyon etkisini artırarak doku hasarına neden olurlar. Serbest radikaller allerjik hastalıklar, diyabet, çölyak, haşimoto, kanser gibi pek çok kronik hastalığa, tüm dokuların hasar görmesine temel oluştururlar.

Antioksidan destek; tüm dokularda ki toksik madde atılımını sağlar. Toksik maddelerden arınan dokular çok daha kolay onarılıp gençleşirler.

Kolajenle beraber neler kullanabilirim?

  • Glutatyon
  • ALA
  • Omega 3
  • Coenzim Q
  • C vitamini
  • GLA
  • CLA
  • D vitamini
  • B12 vitamini
  • E vitamini
  • Hyalüronik asit
  • Probiyotik
  • Kemik suyu kolajen deposudur.

Kolajen artırıcı kemik suyu çorba tarifi:

İlikli kemik

2 kereviz

2 havuç

2 pancar

2 soğan

2 diş sarımsak

2 yemek kaşığı elma sirkesi

2 yemek kaşığı taze nane

2 tatlı kaşığı adaçayı

2 çay kaşığı biberiye

karabiber kekik kırmızı pul biber

yeşil mercimek

Kolajen kullamımının, vücutta kolajen sentezini % 191 oranında artırdığı belirtilmiştir (1).

  1.  An Overview of the Beneficial Effects of Hydrolysed Collagen as a Nutraceutical on Skin Properties: Scientific Background and Clinical Studies. The Open Nutraceuticals Journal, 2015, 8, 29-42

Sara Sibilla, Martin Godfrey, Sarah Brewer, Anil Budh-Raja and Licia Genovese.

Kolajen artıran besinler:

  • Hayvansal besinler: Protein ve omega 3 yağdan zengin, işlenmemiş posası fazla besinler hem kolajeni artırır hem tok tutar. Kolajen ve diğer proteinler hayvansal gıdaların bağ dokularında bol miktarda bulunur.
  • Kolajeni üreten en önemli destek besin maddeleri: C vitamini, bakır ve çinko mineralleri, prolin, glisin, glutamin, arginin gibi aminoasitlerdir.

Amino asitler: Et, tavuk, balık, süt ürünleri, baklagiller ve tofu amino asit kaynaklarıdır.

Kemik suyu, tavuk suyu, kelle paça çorbaları, sakatat, balık, yumurta

Glisin: Tavuk derisi, jelatinimsi suyu

Prolin: Yumurta akı, süt ürünleri, buğday tohumu, lahana, kuşkonmaz ve mantarlar…

Arginin: Kabak, karpuz çekirdeği, yer fıstığı…

Sülfür zengini besinler: Soğan, sarımsak, brokoli, karnabahar, lahana, turp..
Bakır ve çinko: Kırmızı et, susam, kakao tozu, kaju ve mercimekte ve deniz ürünlerinde bol miktarda bulunur.
C vitamini kaynakları: Turunçgiller, biber çeşitleri, çilek, kivi

Omega 3: Balık yağı omega 3 ve bitkisel omega 3 mevcut. Tohumlar ve tohum yağları (keten, çörekotu,susam..)

Somon: Hem çinko hem omega 3 içerir.

Sebzeler : Özellikle turuncu, kırmızı, mor olanlar

Turuncu sebzeler: Lutein ve A vit zenginidir. (Havuç, balkabağı, turunçgiller..)

Kırmızı sebzeler: Likopen (Domates, kırmızı biber..)

Mor sebzeler: Antosyanin (böğürtlen, mor yaban mersini, pancar, patlıcan..) antioksidan

Avokado: E vitamini içeriğinden dolayı kollajenin yıkımını engeller ve antioksidan özelliktedir.

Sarımsak: yüksek miktarda sülfür içeriğinden dolayı vücudun kollajen yapımını destekler.

Turuncu kırmızı mor sebzeler kolajen artıtırır mevcut kolajenin yıkımını azaltırlar.

Balkabağı: flavonoid, Beta karotenoid, L triptofan deposu.Antioksidan ve serotonin artırıcı, kolajen destekçisi

Turunçgiller (portakal mandalina greyfurt) Hesperidin içerir. Hesperidin güçlü iltihap baskılayıcı ve kolajen koruyucu

Ananas, karabiber : Bromelain iltihap önleyici ve kolajen koruyucu

Yumurta beyazı: Lizin prolin kolajen desteği

Yumurta sarısı: Kolajen desteğinde değerlidir, yumurta beyazı daha değerlidir.

Vücut kolajeni, proteinli besinlerle kazandığımız aminoasitlerden üretir. Ancak yaşlandıkça kolajen üretimimiz yavaşlamaya başlar. 30 yaş sonrasında kolajen üretimi yılda yaklaşık yüzde 1 ile yüzde 2 oranında düşer. 40 yaşına gelindiğinde ise kolajenin yüzde 10 ile yüzde 20’si kaybedilir. Kısacası yaş almak biraz da daha az kolajen üretimi, daha hızlı kolajen kaybı demektir. Bu durumda bedenin kolajen üretimini desteklemek, kolajen kaybını frenlemek gerekir.

Dr Osman Müftüoğlu

KOLLAJEN yapısı

  • Kolajen, hyaluronik asit ve elastin ile birlikte deri ve hücrelerarası ortamda bulunan en temel lifli proteindir.
  • Kolajen vücudu ayakta tutan, sağlamlığını sağlayan bağ dokunun merkezinde ana yapısal yapıtaşıdır.
  • Kolajen en çok lifli bağ doku olan tendon ve ligamentlerde bulunur.
  • Kolajen saç, cilt, tırnak, kas, kıkırdak, bağ doku, kemik, damarlar, sindirim kanalı ve omurlar arası disklerde yoğun olarak bulunur.
  • Sert, çözülmeyen, lifli bir protein olan kollajen, bu vücut parçalarına güçlerini ve yapısını verir.
  • Kollajen, alfa zincirleri olarak bilinen üç polipeptit altbiriminin üçlü sarmal şeklidir. Her zincir yaklaşık bin amino asidi içerir ve genellikle glisin, prolin ve hidroksiprolinden oluşur.
  • Kolajen, tüm protein ailesinin %25-35’ini oluşturur.
  • Kolajen, glisin, prolin ve hidroksiprolin aminoasitleri içeren kısa zincirli yapıdadır.
  • Kolajen ailesi 28 farklı proteinden oluşur.
  • Kollajen Yunanca kolla (=yapışkan madde= tutkal) kelimesinden türetilmiştir.

Kolajen tipleri:

  • Lif oluşturucu kolajen (%80-90)
  • Liflerarası bağ kurucu kolajen
  • Ağ oluşturucu kolajen
  • Zarlararası kolajen
  • Bazal membran kolajeni
  • İnsan vücudundaki kolajenlerin %80-90’ı lif oluşturucu kolajendir.
  • İnsan vücudunda en çok Tip 1,2 ve 3 kolajen bulunur.
  • İnsan vücudunda en bol bulunan kolajen tip 1 kolajendir. Tendon, bağ doku, kornea ve birçok dokular arası bağ dokuda bulunur. İnsan cildinin %80’inde ana bileşen olarak bulunur.  Geriye kalan kısmını ise tip 3 kolajen oluşturur.
  • Tip 1 kollajen çelikten daha serttir.
  • Yapısal olarak kolajenler farklı tiplere ayrılır. 1. ve 3. tip kolajen deride; 2.,3. ve 11. tip kolajen kıkırdaktadır.
  • Tip 1 kolajen kemiklerin %90’dan fazlasını oluşturur.
  • Tip 2, 3 ve 11.  kolajen lifler eklem kıkırdağında bulunur.
  • İnsan vücudundaki kollajenler güçlüdür ve esnektir.

Livestrong Collagen Effects, accessed 14 November 2014

The collagen family, Sylvie Ricard-Blum, Cold Spring Harb Perspect Biol

Section 22.3. collgen: the fibrous proteins of the matrix, H. Lodish. et al., Molecular Cell Biolog

Sylvie Ricard-Blum, H. Lodish. et al., Molecular Cell Biolog

Tablo. En Çok Bilinen 5 Tip kolajen ve Vücutta Bulunduğu Yerler

Kolajen TipleriBulunduğu yer
Tip 1Deri, tendon, ligament ve kemikler
Tip 2Kıkırdak, omurlar
Tip 3Cilt,damar,akciğer, karaciğer, dalak vb.
Tip 4Bazal lamina, epitel doku
Tip 5Akciğer, saç, fetal membran ve kemik

Kolajen,  fibroblastlarca bağ dokuda üretilir. Fibroblastlar, kolajenin hem üretim ve hem organizasyonundan sorumludur. Kolajen tipleri dokuların esnekliğine yardımcı olmak amacıyla şekillenir.

Hayvansal kolajen kaynakları:

  • Sığır kolajeni: Sığır deri, kas ve kemiklerinden elde edilir. Kolajenin ana aminoasitleri olan glisin ve prolinden zengindir. Çoğunlukla Tip 1 ve 3 kollajenden oluşur. Deri, kas, kemik, ligament ve tendonlar için gereklidir. .
  • Tavuk kolajeni: Tavuk kolajeni kondroitin sülfat ve glukozamin sülfatdan zengindir. En çok Tip 2 kolajen içerir. Kıkırdak üretimi ve anti-aging etkileri için kullanılır..
  • Balık kolajeni: Glisin, prolin ve hidroksiprolin amino asitleri içerir. Prolin ve hydroksiprolin kolajen helezonik yapısı için önemlidirler. C vitamini bu iki aminoasiti birbirine bağlar.Tip 1 kolajen sağlar. Daha çok anti-agıng için kullanılır.
  • Yumurta kolajeni: Yumurta beyazı, yumurta kabuğu lizin, prolin, glikozamin sülfat, kondroitin sülfat, hyalüronik asit  bulundurur. En çok Tip 1 kollajen, daha az da Tip 3, 4 ve 10 içerir. Kas dokusu, bağ dokusu oluşturmak, yara iyileşmesi sağlamak için kullanılabilir..

Piyasada ki hangi kolajeni satın almalıyım?

  • Cilt için Tip 1 ve Tip 3 kolajen olmalıdır.
  • Eklem ve kemikler için Tip 2 kolajen olmalıdır.
  • Molekül ağırlığı 3000 dalton altında olmalıdır.
  • İçeriğinde en az 5 gr kolajen ideali 10 gr kolajen içermelidir

Kollajenin Görevleri

  • Bağ dokusunu üretir ve ayakta tutar.
  • Hücrelerdeki enerji üretimini artırır.
  • Kırışıklıkları azaltır.
  • Kemikleri güçlendirir.
  • Sindirim sistemini iyileştirir.
  • Kırışıklıkları azaltır: Kolajen beslenme ile kolajen hap ve solüsyonları ile artırılabilir. Ağızdan alınan kolajen desteği tüm vücut kolajenini artırır. Cilt kolajenini artırmak içinse ayrıca eklenebilecek birçok yöntem vardır. Bunun için öncelik ciltte kolajen üretici hücre olan “fibroblastların” aktivitesini uyarmak gereklidir: Fibrocell uygulaması, Karbon lazer, NDyag lazer, Fraksilazer, Radyofrekans, Ultrason, Organik ipler, PRP, Somon DNA, Mezoterapi, LED, İnfrared. Yara iyileşmesi kolajenle hızlanır: Kolajen fibril yapısı ile yaraların kapanma sürecini iyileştirir.
  • Saç tırnak cilt hasarları onarılır: Saç dökülmesi, tırnakların kolay kırılması kolajen ile azalır.
  • Sindirim sistemini iyileştirir: Kolajen; bağırsakları yeniden onarır.
  • Geçirgen barsak sendromu:  Tedavide yararlıdır. Yararlı bakteriler için ideal bir ortam oluşturur. 
  • Tokluk hissini artırır. Ayrıca kolajen lif zenginidir. Tokluk sağlar.
  • Eklem harabiyetini onarır, eklem esnekliğini artırır: Eklemlerin hareket yeteneği artar.
  • Kemik  sağlamlığını artırır: İleri yaş kemik kırıklarının önlenmesinde kolajen önemli destek maddesidir.
  • Kalp damar sağlığına iyi gelir: Kolajen damar ve damar kapakçıklarının elastikiyetini düzeltir.
  • Kornea sağlığına kolajen desteği gereklidir: Kornea Tip 1 kolajen yoğunlukludur. Özellikle glokom sorunlarında kolajen desteği önemlidir.
  • Hücrelerdeki enerji üretimini artırır: Enerji azlığında vücutta yorgunluk ve birtakım hastalıklar ortaya çıkabilir. Kolajen, bu hücrelerde enerji artışı sağlar.

GAG (Glukozaminoglikan) ve Kondroitin sülfat

Glukozamin, kabuklu deniz hayvanlarından üretilen bir bir aminoşekerdir. Eklem sağlığı ve onarımı için gerekli bir bağ doku bileşenidir. Özellikle eklem kıkırdak hasarına bağlı ağrıların tedavisinde Kondroitin sülfat ile kombine kullanılır. 40 yıldır süregelen araştırmalar GAG ve kondroitin sülfat ikombinasyonunun kolajen bozulmasını azaltarak osteoartit riskini azalttığı yönündedir. Günümüzde bu ikiliye MSM,Tip 2 kolajen, ginko biloba, akgünlük gibi antienflamatuar ve dolaşım düzenleyici eklenerek farklı hap, krem, jel, bant üretilmiştir.

Gençliğinizin yapı taşı fibroblastlardır. 

Fibroblastlar, ekstraselluler matriks, elastin ve kollajen liflerini salgılamadan sorumlu olan, cilt sıkılığının korunması ve yara iyileşmesinde kilit rol oynayan  dermisteki hücrelerdir. Fibroblast sayısı yaş ilerledikçe azalır.  Azalma 25 yaşından itibaren başlar ve artarak devam eder. Aynı zamanda üretkenlikleri de düşer. öylece, derinin destek dokusunun yoğunluğu azalır ve cilt sarkmaya eğilimli hale gelir.

“Blast” sözcüğü, hücresel biyolojide kök hücre deyimine karşılık gelmektedir. Fibroblastları, derinin erişkin kök hücresi olarak adlandırabiliriz.

Dr Erçin Özüntürk

Cilt Kolajenini artıran medikal estetik yöntemleri:

Medikal estetikte kolajen artırıcı yöntemler fibroblastların tekrar kolajen üretimine başlamaları için uyarılması şeklindedir.

  1. Fibrocell uygulaması
  2. Karbon lazer
  3. NDyag lazer
  4. Fraksilazer
  5. Radyofrekans
  6. Ultrason
  7. Organik ipler
  8. PRP
  9. Somon DNA
  10. Mezoterapi
  11. LED
  12. İnfrared.

Perennial (yaşsız) insan davranışları:

Günümüzde, artık yaşını göstermeyen, biyolojik yaştan çok daha genç ve sağlıklı, dünyayla, hayatla güçlü ilişkiler  kuran perennial bireyler oluştu.

Perennial bireyler:

  • yüzde 96’sı orta yaşlı gibi hissetmiyor.
  • yüzde 80’i, orta yaşlı kadınlarla ilgili yaygın görüşün kendi hayatını yansıtmadığına inanıyor.
  • üçte ikisi hayatının doruk noktasında olduğunu düşünüyor.
  • yüzde 59’u hayatı boyunca olduğu kadar genç ve hayat dolu hissediyor.
  • yüzde 84’ü kendisini yaşıyla tanımlamıyor.
  • düşünüldüğünde, bu yeni “yaşsız” insan grubuna neden bu adın layık görüldüğü anlaşılıyor.

Günlük dile yeni eklenen bir sözcük olan Perennial, adını Perennializm (daimicilik) adlı felsefeden alır. Bu felsefe, evrensel hakikat ilkelerinin tüm insanlar ve kültürlerde ortak olarak mevcut olduğunu öne sürer. Sözcüğün kalıcı, tekrar eden, sürekli, uzun ömürlü gibi anlamları da mevcuttur.

Piyasada birçok kolajen ürün vardır