Kişiye özel seçilen cilt ve mukoza üzerindeki noktalara, çeşitli uyarılarla giriş yapılarak vücudun kendi fiziksel ve psikolojik işleyiş – onarım mekanizmaları olan sinyal moleküllerinin harekete geçirilmesine yönelik kinezyolojik bütüncül tedavi kompleksidir.
Kinesiyoloji (Antik Yunanca κίνησις(kínēsis) “hareket” ve -λογία -logía “çalışması”), moleküler biyoloji, sinir bilimi, mühendislik, tıp ve bilgisayar bilimi araçlarını kullanarak insan deviniminin mekaniğini ve anatomisini ve bunların hastalıkların azaltılması ve sağlığın geliştirilmesindeki rollerinin incelenmesini konu edinen bilim dalıdır.
Bütüncül tedavinin başarısının sırrı kinezyolojik yaklaşımdadır.
Bütüncül olma nedeni Algoloji – Kinezyolojik akupunktur – Nogier Lazer terapi, Homeopati – Fitoterapi kombinasyonunu beraber kullanmasıdır.
Kinezyolojik yaklaşımla seçilen; Nokta – Uyarıcı – Sinyal molekülleri temel üçlüsü tedavinin ana unsurlarıdır..
Doğru nokta doğru uyaran ve doğru sinyal molekülleri için tedavi başlamadan önce hastayı her yönüyle tanımak gereklidir. Bunun için tedavi öncesi 6 aşamalı değerlendirme – profilleme ile hasta incelenir.
Bütüncül tedavide kullanılan Nokta uyaran ve sinyal molekülleri nelerdir?
Hangi nokta?: Akupunktur noktaları, Tetik noktalar, Ağrılı nosiseptör noktaları, Otonom sinir ganglionları
Hangi uyaran: Nogier frekans düşük akım lazer 2. Elektrositümülasyon – mini doz elektrik akımı 3. Ozopunktur ve ozon enjeksiyonları 4. Homeopati
Hangi sinyal molekülleri: Nöropeptidler, Nörotransmitterler, Ligandinler, Sitokinler, İnterlökinler, İnterferon, Hormonlar, Growth faktör (büyüme faktör), NfKB, NO (Nitröz oksit), Substans p ve prostaglandinler. Tüm sinyal molekülleri; hücreler arası sıvıda (Extrasellüler Matriks= ECM) etkilerini gösterirler.
Bütüncül Tedavi fiziksel ve psikolojik şikayetleri aynı anda iyileştirir.
Bütüncül Tedavi ile iyileşebilen fiziksel hastalıklar
- Ağrı sendromları (Migren baş sırt bel boyun el kol bacak eklem kas ağrıları, fıtık ağrıları, boyun düzleşmesi, diz dirrsek ağrıları.. )
- Kas tendon ligament bağ dokusu hastalıkları (Fibromyalji, Myalji, Kas kramplarıYumuşak doku travmaları- yaralanmaları, Tendinit, Ligaman yırtıkları, Karpal tunel sendromu..)
- Eklem hastalıkları (Artrit, Atrroz, Kireçlenme, Kondromalazi, Ödem, Donuk omuz, Bursit..)
Mide barsak hastalıkları (Gastrit, Ülser, Reflü, Mide spazm, Irritabl barsak sendromu.
Bütüncül Tedavi ile hangi hastalıklar iyileşebilir?
Fiziksel ve psikolojik şikayetleri aynı anda iyileştirir.
Bütüncül Tedavi ile iyileşebilen fiziksel hastalıklar
- Ağrı sendromları (Migren baş sırt bel boyun el kol bacak eklem kas ağrıları, fıtık ağrıları, boyun düzleşmesi, diz dirrsek ağrıları.. )
- Kas tendon ligament bağ dokusu hastalıkları (Fibromyalji, Myalji, Kas kramplarıYumuşak doku travmaları- yaralanmaları, Tendinit, Ligaman yırtıkları, Karpal tunel sendromu..)
- Eklem hastalıkları (Artrit, Atrroz, Kireçlenme, Kondromalazi, Ödem, Donuk omuz, Bursit..)
- Mide barsak hastalıkları (Gastrit, Ülser, Reflü, Mide spazm, Irritabl barsak sendromu, SİBO, Hazımsızlık, Şişkinlik, Gaz, Kabızlık, İshal, Bulantı Kusma..)
- Karaciğer – safra kesesi hastalıkları (Karaciğer yağlanması, Karaciğer toksikasyon, Safra taş çamur ağrıları)
- Akciğer ve solunum yolu hastalıkları (Astım, Allerjik astım, KOAH, Nefes darlığı, Larenjit, Farenjit, Sinüzit, Rinit..)
- Böbrek mesane prostat hastalıkları (Sistit, Kronik sistit, Mesane sarkması, Üretrit, Böbrek taşı ağrısı, Prostat büyümesi, …)
- Kalp damar hastalıkları (Aritmi, Çarpıntı, Varis, Dolaşım bozuklukları, Raynaud sendromu, Vaskülit, Gangren..)
- Endokrin hastalıklar (Hashimato, Troid hastalıkları-Hipotroidi, Hipertroidi, İnsülin direnci, Diyabet komplikasyonları,
- Cilt hastalıkları (Sedef, Egzema, Akne, Kaşıntı, Ürtiker, Mantar, Herpes -Uç.)
- Allerjik Hastalıklar (Allerjik cilt hastalıkları, Allerjik astım, Allerjik rinit, Egzema, Ürtiker, Kaşıntı)
- Cinsel Hastalıklar (Sfilis, Genital siğil, Gonore, Vaginal mantar..)
- Kadın hastalıkları (Vaginismus, Vaginal akıntı, Uterus prolapsus, Polikistik over, Menapoz sendromu, Sıcak basması, Dismenore Amenore, Aşırı ve sık adet kanamaları..)
- Nörolojik Hastalıklar: (Vertigo, Denge kaybı, Sisli beyin, Tinnitus, Unutkanlık, Nöropati, Yanma,Uyuşma, Karıncalaşma..)
Birçok fiziksel ve psikolojik hastalık aynı anda iyileşebilir.
- Örnek: Bel fıtığı, Bel ağrısı, sistit, çarpıntı ve korku aynı anda iyileşebilir.
- Örnek: Astım, sinüzit, rinit, allerji ve melankoli aynı anda iyileşebilir.
- Örnek: Obesite, hızlı yeme alışkanlığı, tatlı krizleri ve depresyon aynı anda iyileşebilir.
vb.
Bütüncül Tedavi ile Hangi Psikolojik sorunlar duygu davranış bozuklukları düzelebilir?
- Öfke, öfke patlamaları
- Stres
- Depresyon
- Manik depresyon
- Korku
- Endişe
- Takıntı
- Obsesif Kompulsif Bozukluk
- Hastalık hastalığı
- Temizlik hastalığı
- Aşağılık komplexi
- Üstünlük komplexi, , stres
- Herşeyi kontrol etme duygusu
- Kendine acıma, umutsuzluk
- Umutsuzluk
- Şiddet meyli
- Panik atak
- Kendini feda etme
- Ağlama krizleri
- Anksiyete atakları vb.
2 aşamalıdır: Tedavi öncesi ve Tedavi
1. TEDAVİ ÖNCESİ: DEĞERLENDİRME ETABI (PROFİLLEME) Nokta ve sinyal molekül seçimi. 6 farklı yöntem kullanılır. Anamnez (şikayetler ve hikayesi), Labaratuar ve Radyolojik değerlendirme, Muayen, Kinezyoloji, Yapay zeka – Homeopatik repertorizasyon, TCM (Geleneksel Çin Tıbbı) 5 element teorisi ile analiz, NLP (Nöro – Linguistik Programlama), Jung Kişilik Analizleme – Kişilik tipleri
2. TEDAVİ AŞAMASI: Kinezyolojik Akupunktur – Ozopunktur, Ağrı Nöromodülasyonu, Tetik Nokta Tedavisi, Otonom Sinir Sistem Dengelenmesi, Nogier düşük akım Lazer Frekans tedavisi, Homeopati, Fitoterapi, Andülasyonterapi ve NLP (Nöro- Linguistik Programlama),
Tedavi de kimyasal medikal ilaç kullanılmaz. Hastanın kullandığı kimyasal ilaçlara karışılmaz. Hasta iyileştiğinde, ilaç ihtiyacı kalmadığında ilaçlar ilgili hekimler tarafından yeniden düzenlenebilir, kesilebilir.
Fitoterapik ve Homeopatik destekler tedavi sırasında ya da sonrasında hastaya verilebilir. Eksiklerin giderilmesi fazlalıkların düşürülmesi sinyal moleküllerinin doğru çalışmasına destek verir. Hasta iyileştiğinde medikal ilaçlara gerek kalıp kalmadığına ilgili branş hekimleri karar verir.
Vücuda yazılan farmakolojik reçete sinyal molekülleri üzerinden olmaktadır.
Hangi sinyal molekülünün nerede nasıl uyarılıp bunların nereye gönderileceği konusu en az nokta seçimi kadar önemlidir. Farmakolojik reçetede etki mekanizmasının bilgisi de tedavide büyük önem taşır.
Kötü gidişatın düzeltilmesi tedavinin kalıcılığını ve gelecekte olası diğer hastalıkları önlemede de etkilidir (Domino etkisi).
Tedavi öncesi DEĞERLENDİRME ETAPLARI
KİŞİSEL PROFİLLEME
Bütüncül Tedavide 6 adet profilleme yöntemi kullanılır. EKSİZSİZ SEMPTOM doğru nokta seçimi demektir.
Eksizsiz Semptom kişinin ve hastalığının tüm yönleri ile tanınması demektir. Şikayetlerin kronolojik sıralanması, Ne Nerede Nasıl Ne zaman Ne şekilde Ne zaman Ne ile gibi 5N1K sorularının yanıtlanması, hastanın hissettikleri, geçirilen ameliyatlar, labaratuar ve radyolojik değerlendirmeler sonucunda tedavi protokolü belirlenir. uyarılacak doğru nokta ve sinyal moleküllerinin seçimi için gereklidir. Çünkü vücudun üzerine reçete bunlar sayesinde yazılacaktır. Doktor hastanın ilişkili olabileceğini tahmin etmediği konularda bağ kurabilir.
Tedavi öncesi hasta değerlendirme etapları (Kişisel Profilleme adımları):
1. Anamnez (şikayetler ve hikayesi), Labaratuar ve Radyolojik değerlendirme, Muayene
2. Kinezyoloji
3. Yapay zeka – Homeopatik repertorizasyon
4. TCM (Geleneksel Çin Tıbbı) 5 element teorisi ile analiz
5. Nöro – Linguistik Programlama
6. Jung Kişilik Analizleme – Kişilik tipleri
TEDAVİ ÖNCESİ HASTA DEĞERLENDİRME ADIMLARI – KİŞİSEL PROFİLLEME
1. PROFİLLEME DEĞERLENDİRME ADIM: Anamnez Labaratuar ve Radyolojik değerlendirme, muayene: İlk hasta-hekim iletişimi her yerde her zaman olduğu gibi aynıdır.
Labaratuarda saptanan vitamin, mineral ve hormonların fitoterapik doğal desteklerle ya da homeopatik remedilerle yerine konması burada değerlidir. Fazlalık saptanan değerlerin yine uygun doğal yöntemlerle düşürülmesi amaçlanır. Anamnez, muayene ve radyolojik değerlendirmelere göre de uygun tedavi planının şemalandırılması burada büyük önem taşır.
2. PROFİLLEME DEĞERLENDİRME ADIMI Kinezyoloji ya da kinesiyoloji (Antik Yunanca κίνησις(kínēsis) “hareket” ve -λογία -logía “çalışması”), moleküler biyoloji, sinir bilimi, mühendislik, tıp ve bilgisayar bilimi araçlarını kullanarak insan deviniminin mekaniğini ve anatomisini ve bunların hastalıkların azaltılması ve sağlığın geliştirilmesindeki rollerinin incelenmesini konu edinen bilim dalıdır.
Kinezyoloji özellikle hareket sistemi, kas organ sinir ilişkileri ve fonksiyonel tıp ile ilgilidir.
Kinezyoloji değerlendirme etapları (Kinezyolojik profilleme) konuları:
Anamnez, muayene, labaratuar ve radyolojik sonuçların kinezyolojik incelenmesi
Otonom Sinir Sistem fonksiyonları,
Ağrının nöromodülasyonu
Tetik nokta (Trigger Point)
Nogier Frekans bozukluk saptanması
2. PROFİLLEME DEĞERLENDİRME ETAP – Kinezyoloji ya da kinesiyoloji (Antik Yunanca κίνησις(kínēsis) “hareket” ve -λογία -logía “çalışması”), moleküler biyoloji, sinir bilimi, mühendislik, tıp ve bilgisayar bilimi araçlarını kullanarak insan deviniminin mekaniğini ve anatomisini ve bunların hastalıkların azaltılması ve sağlığın geliştirilmesindeki rollerinin incelenmesini konu edinen bilim dalıdır.
Kinezyoloji özellikle hareket sistemi, kas organ sinir ilişkileri ve fonksiyonel tıp ile ilgilidir.
Kinezyoloji değerlendirme etapları (Kinezyolojik profilleme) konuları:
Anamnez, muayene, labaratuar ve radyolojik sonuçların kinezyolojik incelenmesi
Otonom Sinir Sistem fonksiyonları,
Ağrının nöromodülasyonu
Tetik nokta (Trigger Point)
Nogier Frekans bozukluk saptanması
OTONOM SİNİR SİSTEMİ – Kinezyolojik Değerlendirme
Kinezyolojik değerlendirme yaparken en önemli konulardan biri “OTONOM SİNİR SİSTEMİ” dir.
Otonom sinir sistemi (OSS), periferik sinir sisteminin, istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Kalp hızı, sindirim, solunum, tükürük salgılanması, terleme, işeme fonksiyonu, cinsel uyarılma gibi durumlarda istem dışı etkilidir.
Otonom Sinir Sistemi’nin görevi vücutta homeostaziyi (vücut dengesi) sağlamaktır. Otonom Sinir Sistemi gece gündüz sürekli istemsiz bilinç dışı çalışır.
Otonom veya başka bir deyişle vejetatif sinir sistemi, sinir sisteminin istem dışı tüm organ fonksiyonlarını yönlendiren kısmıdır. Örneğin tüylerin diken diken olması, heyecanlanınca oluşan kalp çarpıntısı, ışıkta göz bebeğinin büyümesi, gözyaşı akması, cinsel uyarılma ereksiyon boşalma durumları, işeme, solunum hareketleri, dışkılama bağırsak hareketleri, salgı bezleri, tansiyon hep Otonom Sinir Sistemi ile ilişkilidir.
Otonom Sinir Sistemi 2 bölümdür; Sempatik ve Parasempatik Sinir Sistemleri. Bu iki sistem birbirlerinin antagonisti (tersi) şeklinde çalışır. Stres altında Sempatik Sinir Sistemi, dinlenim halinde Parasempatik Sinir Sistemi aktiftir.
Otonom Sinir Sistemi kontrolü beyinde Hypothalamus (Hipotalamus) tarafından kontrol edilir. Hipotalamusun ön bölümü Parasempatik arka bölümü Sempatik Sinir Sistemini uyarır.
Otonom Sinir Sistemi Sempatik lifleri medulla spinalisin (Omurilik) T1- L2 yanlarından çıkarak vücuda dağılırlar. Omurilikten çıkarken myelinli (sinir kılıflı) olan bu lifler daha sonra çeşitli ganglionlarda (sinir birleşim alanı) nöron değiştirdikten sonra myelinsiz (sinir kılıfsız) olarak hedef yapılara uzanırlar. Sempatik liflerin öncelikle nöron değiştirdiği Ganglionlar omurganın her iki yanına çifter çifter dizilmişlerdir. Ganglionlar ve bunları birbirine bağlayan lifler Truncus Sympaticus adını alır. Kafa tabanından kuyruk sokumuna kadar 22-23 Ganglion Trunci Sympaticus vardır. Her iki tarafın Truncus Sympaticus’ları kuyruk sokumu ön tarafında “Ganglion İmpar” adı verilen tek bir ganglionla birbirleriyle birleşirler.
Otonom Sinir Sistemi Parasempatik lifleri sempatik sistemden farklı olarak hem kranial (kafa) hem de spinal (omurilik) bölümleri bulundurur. ^Kafadan çıkan parasempatik lifler Nervus oculomotorius (3. kafa çifti siniri), Nervus facialis (7. kafa çifti), Nervus glossopharyngeus (9. kafa çifti) ve Nervus vagus (10. kafa çifti) olarak göze, yüze dile boğaza dağılırlar. Nervus vagus ise kafadan çıkıp vücudun büyük bölümünün parasempatik innervasyonunu (dağılım) sağlar. Parasempatik liflerin omurilikten çıkanları ise S2-4 sakral lifler içinde bulunur (Pelvik splanknik sinirler). Parasempatik lifler, sempatik liflerden farklı olarak organ duvarlarında bulunan ganglionlarda nöron değiştirirler. S2-4 spinal (omurilik) sinirlerinde bulunan parasempatik lifler N. splahnici pelvici (N. errigentes) adı altında Plexus hypogastricus’un yapısına katılırlar; sinidirim boşaltım ve genital organların işleyişinden sorumludurlar.
Otonom Sempatik Sinir Sistemi; Nörotransmitteri Adrenalin ve Noradrenalindir. Otonom Sempatik sistem Adrenalin ve Noradrenalin kimyasallarının salınımını destekler ve bu kimyasallar aracılığıyla sempatik sinir sistemi aktif olarak rol oynar. Bu tür durumlarda vücutta kan basıncı artar, kalbiniz hızlanır ve sindirim yavaşlar. Aynı zamanda gözbebekleri genişler ve deride terleme meydana gelir. Kan şekeri artar. Erkeklerde boşalma gerçekleşir, işemeyi sempatik sistem durdurur.
Otonom Parasempatik Sinir Sistemi; sinir sisteminin nörotransmitteri asetilkolindir (ACh). Parasempatik sinir sistemi vücut hareketsiz halde iken devreye girer. Bu evrede aktif durumdadır. Sinir-kas kavşağında kasın uyarıyı alması için ACh salınır. Salınan ACh kastaki nikotinik reseptörü uyararak, uyarıyı aktif duruma getirecek olayları tetikler (Ca salınımını arttırmak, kastaki mitokondriyi çalıstırmak gibi) böylece kas innerve edilir (uyarılır). Vücut olaylarında yavaşlatıcı etkiye sahiptir. Kan basıncını, kalp atış hızını, kan şekerini düşürür. İdrar kesesini daraltır işeme aktifleşir. Gözbebeğini küçültür. Akciğer alveollerini daraltır. Tükürük ve bağırsak salgıları ile bağırsak hareketlerini artırır . Diğer vücut salgılarında olduğu gibi tükürük salgısını artırır.
Kinezyolojik değerlendirme etap ta diğer konu Ağrı Nöromodülasyonudur.
AĞRI NÖROMODÜLASYONU; – Kinezyolojik Değerlendirme
AĞRI NÖROMODÜLASYONU;
Ağrı vücudun sıkıntısı olduğunu anlatmanın çok önemli bir ifadesidir ve aslında korumaya yönelik çok önemli bir sinyaldir, sorun olduğunun habercisidir. Ağrının nerede, nasıl, ne şekilde olduğu bilgisi aynı zamanda nasıl iyileştirileceğinin de bilgisidir.
Ağrı fizyolojisindeki süreç nosiseptör adı verilen özelleşmiş reseptörlerin ağrı oluşturabilecek uyaran tarafından aktive olması ile başlar. A beta (Aβ) lifleri dokunma iletisini gönderir. Esas ağrıyı ise A delta (Aδ) lifleri ile C lifleri taşır. A delta (Aδ) lifleri hızlı; C lifleri ise yavaş ağrı uyarısını taşıyarak kortekste duygusal ve bilişsel ağrı oluşumundan sorumlu bölgelerle buluşuncaya kadar ağrı algısı gerçekleşmez.
NOSİSEPTÖR: (lat. nocere “zarar vermek”), vücut dokusunda tehdit eden ya da olmuş olan bir yaralanmaya tepki gösteren bir reseptördür. Eğer beyin bu tehdidi yeterli bulursa gerekli vücut bölgesine dikkati çekmek için ağrı hissi uyandırır. Bu sayede tehditten kaçınılabilir, bu işleme nosisepsiyon denir.
Ağrı oluştuğu yerden beyne sinir lifleriyle taşınıp haber verilir. Beyin bunu duyana kadar ağrının varlığı bilinemez. Buna en iyi örnek genel anestezi esnasında beyin devreden çıkarıldığı için ameliyatların acı verici etkisinin hissedilmemesi gösterilebilir.
AĞRI MEKANİZMASI ve AĞRI FİZYOLOJİSİ:
Ağrının yolculuğu olarak da isimlendirilebilir. Ağrının algılanmasına Nosisepsiyon denir. Ağrı nosisepsiyonu 5 basamaktan oluşan bir yolculuk izler.
1. Transduksiyon (Aktivasyon – Ağrının oluşumu)
2. Transmisyon (İletim – Omuriliğe iletim)
3. Modülasyon (İnhibisyon – Talamusa ulaşım)
4. Persepsiyon (Algılama – Beyne ulaşım)
5. Expresyon (Ağrı hissi)
1. Transdüksiyon (Aktivasyon – Ağrının oluşumu): Bir enerjinin başka bir enerjiye geçişidir. Örneğin; normal ısı derecesinde bir sıcaklık ağrılı uyarana yol açmaz. Ancak, belirli bir derecenin üzerinde hem ağrıya hem de dokuda tahribatına yol açar. Bu şekilde ağrılı uyaran başlamış olur.
2. Transmisyon (İletim – Omuriliğe iletim): Ağrılı uyaranın omurilik ve daha üst merkezlere iletilmesidir. Belirli sinir lifleri (A beta – Aβ, A delta – Aδ ve C lifleri) ile omuriliğe taşınan ağrılı uyaranlarla ilgili bilgiler önce omurilikte değerlendirilir. Omurilik geçmişte basit bir durak olarak görülürdü; şimdi ise ağrının konrolünde çok önemli bir durak olarak işlev görmektedir.
3. Modülasyon (İnhibisyon): Omurilik seviyesinde meydana gelen bir olaydır. Ağrılı uyaran spinal kord düzeyinde bir değişime uğramakta ve bu değişim sonucunda daha üst merkezlere iletilmektedir.
4. Persepsiyon (Algılama): Omurilikten geçen uyarının çeşitli çıkan yollar aracılığıyla üst merkezlere doğru iletilip ağrının algılanmasıdır.
5. Expresyon (Ağrı hissi): Ağrı artık oluşmuş ve beyin tarafından biliniyor hale gelmiştir.
Ağrı mekanizmasına yaklaşımımızda ağrının ilk 4 aşamalarının hepsine müdahale etmemiz mümkündür, buna ağrının nöromodülasyonu denir. Oluşum yerinden kalkan sinyallerden beyinde yerleştiği yerlere kadar ulaşmak ağrının kontrolü anlamına gelmektedir. A beta – Aβ, A delta – Aδ ve C lifleri üzerinden kontrol sağlanır; bunun nasıl yapıldığı da anlatılacaktır.
Ağrı sınıflandırılmasında bulunan ve önemli hastalık popülasyonunu oluşturan nöropatik ağrılar ise periferik veya merkezi sinir sisteminin hasarı veya işlev bozukluğunda ortaya çıkar. Ağrı sıklıkla yanıcı, keskin karakterlidir ve bazen elektrik çarpması şeklinde tarif edilir. Kimi zaman uyarı varlığından bahsetmeden oluşan ağrıda bellek kavramını bilmek gerekir. Ağrı belleğimizin çalışması, reseptörlerce değişimler sonucu gerçekleşmektedir. Son zamanlarda ağrıda rol alan fizyolojik ve kimyasal mekanizmaların anlaşılması ile ağrı tedavisinde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Yeni tedavilere yol açacak olan reseptör ve transmitter ilişkisini tanımlamak araştırmacılar adına önem taşımaktadır. Ağrı fizyopatolojisi hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek yenilemek, klinik ve araştırma sahasında gelişen teknolojik unsurlarla insanoğlunun yaşam kalitesini arttırıcı, etkin ve güvenilir tedaviler sunulmasında temel oluşturabilir.
TETİK NOKTA (TRIGGER POINT) – MYOFASYAL AĞRI SENDROMLARI Kinezyolojik Değerlendirme
Tetik noktalar NCS tedavisinde olmazsa olmaz noktalardır.
TETİK NOKTA (Trigger Point): Kas aktin myozin flamentlerinin (kas lifçikleri) bir sebepten artık birbirleri üzerindeki kayma hareketini artık yapamadıkları kalsiyum mekazimasını yöneten sarkolemma problemlerinin de işe karıştığu ağrılı düğümcükler gergin kas bantlarıdır.
Hastalıklar TETİK NOKTADA 3 ana sorunla başlar.
1. Doku Hipoksisi (oksijensizlik) – enflamasyonu giderememek
2. Detoks (serbest radikal atık çöp atılımı) sağlayamamak – asit birikimi nedenli enflamasyonu gidermek
3. Sinir iletimi – enflamasyon – ağrı sinyalleşmesini bozulmasını düzeltememek
Ağrı mekanizmasında bir başka konuda TETİK NOKTA (Trigger Point) konusudur. Tetik noktalar Myofasyal Ağrı Sendromlarında (MAS) ortaya çıkarlar. Halk arasında kulunç olarak tarif edilirler. Fibromyalji çok bilinen örnektir.
Tetik noktaların atlanması ağrısı geçmeyen bir çok hasta demektir. Tedavisi girişimseldir, ilaçla çözülmesi çok zordur. Tedavide IMS (Intramusküler stümülasyon) tekniğidir, kuru iğneleme, ozonlu IMS tekniği ile bantlar açılır.. Bu konu Tetik nokta ve IMS konulu makalelerde sitemizde derinlemesine anlatılmıştır.
Kinezyolojik yaklaşım, Ağrı nöromodülasyonu, Tetik nokta ve Otonom Sinir Sistemi hastaların şikayetlerinde neyin, nerede, nasıl işleyiş hatası oluğunu anlamada yani profil belirlemede çok değerli veriler sunar.
NOGİER FREKANS BOZUKLUK Kinezyolojik Değerlendirmeleri:
NCS de tedavi öncesi değerlendirmede Frekans bozuklukları çok önem taşır.
Vücudun her bölgesi farklı frekansta titreşir. Şikayetlerin nerede olduğu hangi bölgede nasıl bir titreşim mekanizması bozukluğu olduğu hakkında doktora bilgi verir.
Buralarda saptanan frekans bozuklukları Nogier Skaler Dalga lazer ile tedavi edilebilmektedir.
Skaler Dalga Lazeri (SWL): Programlanmış 7 farklı frekansta soğuk laser ışık darbelerinin hasarlı bölgelere uygulanmasını sağlayan cihazdır. Lazerler; OSS (Otonom Sinir Sistemi), akupunktur noktaları, tetik noktaları ve hasarlı bölgele
re uygulanarak kalıcı tedavi sağlayabilirler.
Laser frekans cihazıyla yapılan darbeli enerjiler hasarlı
dokuları normal titreşim sayısına ( frekans) maruz bırakarak iyileşmeyi sağlarlar.
Dr Nogier LASER FREKANSLARI: 7 farklı REZONANS (titreşim) bölgesi: A,B, C, D, E, F, G,
A (292 Hz): Ektoderm ile rezonans sağlar. Cilt, sinir, kulak, göz, bezler, beyin, omurilik, dişler, yara iyileşmesi, antienflamatuar etki. Hücresel canlılık, yenileyici frekans. Cilt, sinir gibi ektodermal dokular içindir, Göz yaralanma, göz ameliyat sonrası, korneal ülserler, ülserli mukoza zarları tedavisinde kullanılır. Buna akupunkturda “evrensel frekans” denir.
B (584 Hz): Endoderm ile rezonans sağlar. Akciğer, mesane, üretra, karaciğer, pankreas, mide barsak mukoza, timus, troid, parasempatik denge, tükrük ve mide sindirim enzimleri salgılanması, allerji. Regenetarif, antienflamatuar. Beslenme metabolizması, yenileyici frekans. Bu frekans nöropati için en etkili. Aynı zamanda dolaşım ve lenfatik stümülasyon ve GIS (Gastrointestinal Sistem), karaciğer ve pancreas gibi endodermal kökenli dokuların tedavisi için etkilidir. Tendon, ligament, eklem yaralanmalarında B, C ve G beraber kullanılmıştır.
C (1168 Hz): Kan, lenf, kalp, böbrek, dalak, testis, yumurtalıklar, kas, kemik, tendon, kıkırdak, bağ doku, ağız içi, diş etleri, dişler, sinüsler, adrenal bez kortex, büyük kas gruplarını gevşetip dolaşımını artırır. Hareket, kemik kas,eklemler. Kemik, eklem, ligament, tendon gibi mezodermal kökenli dokular için kullanılır. B,C,G birlikte kullanımı tendon ligament yaralanmalarında, büyük kas gruplarının gevşemesinde etkilidir.
D (2336 Hz): Kronik sorunlar, yorgunluk, kas gevşemesi, koordinasyon, beynin sağ sol lop dengesi, stres azaltma, sinir sistemini rezonans eder. A ve C ye yanıt vermeyen kronik durumlar için kullanılır. C ve D iyileşme süreçlerinin platoya ulaştığı durumlarda birlikte kullanılır.
E (4672 Hz): Sinirler, ağrı, omurilik ve periferik sinirler, cilt, ağrı yönetimi, nöropati, aşırı kireçlenmeyi azaltır. Ağrı kontrolü için, özellikle C sinir lifleri dorsal kök ganglionlarına iletilirken ve nörotransmitterlerin dahil edilmesi fizyolojik öneme sahip olduğunda E frekans kullanılır. Ağrıyı bastırmaya yardımcı olmak ve akupunkturu yatıştırmak ve noktaları tetiklemek artritik, kalsifik dokular için ideal frekans.
F (73 Hz): Akupunktur ve tetik nokta uyarımı, yara kronik evrede bölgesel dolaşım artımı, kas spazm, yüz ağrıları, depresyon, psişik semptomlar, hormonal denge, hücresel denge, talamus hipotalamus. Duygusal tepkiler, yenilenme. Kronik tekrarlayan problemler, birleşme olmayan kırıklar ve kronik splintler gibi hücresel aktivite hipoaktif olduğunda ve osteoidin uyarılması için kullanılır. Ayrıca humoral ve endokrin fonksiyonların aktifleştirilmesinde yardımcıdır. Akupunktur tetik nokta uyarılmasında ve akut safhayı geçtiğinde tedavi edilen alanlarda dolaşımı artırmada yardımcıdır.
G (146 Hz): Enflamasyonun evrensel frekansı, enfeksiyon, skar dokusu, analjezik etki, kas gevşetici, düşünme, hayal etme, entellektüel örgütlenme, iltihap, ağrı. Genel olarak tendonlarda, ligamentlerde ve sub-akut (kalıcı ancak kronik olmayan) durumlarda dahili olarak oluşan sarı yara dokusu alanları için. G frekansı yaralanma ve enfeksiyonlarla ilişkili iltihaplanmayı azaltmada yardımcı olduğunu göstermiştir. Buna da evrensel frekans denir; çünkü çoğu problem iltihabı içerir.
Son U Frekansıda bulunmuştur. U: 36.5 Hz
Kinezyolojik yaklaşım örnekleri:
Örnek: Başını geriye atarken kolum uyuşuyor diyen kişinin boyun düzleşmesi ya da boyun fıtığını düşündürmesi
Örnek: El ve ayak terlemesiyle kalp çarpıntısı beraber olan hastada sempatik hiperaktivasyonun akla gelmesi
Örnek: İdrar kaçırma, bel bacak ağrısı, ereksiyon sorunları yaşayan hastanın parasempatik lifleri de hasarlayan bir sorununun varlığı
Örnek: Migren, depresyon, görme sorunları yaşayan hastanın derinlerdeki problemin karaciğerle ilgili olabilmesi
Örnek: Fibromyalji hastasının kalp ağrısı yaşaması sık anksiyete krizi geçirmesi arasındaki ilişkinin Myofasyal Ağrı Sendromu (MAS) ile açıklanması
3. PROFİLLEME- DEĞERLENDİRME ETAP: Yapay zeka – Homeopatik repertorizasyon
Özel bir bilgisayar programı ile şikayetlerin girilip bunların kesişim kümesine işaret edilen “remedi” nin seçilmesi işlemidir. Remediler kuantum fiziğine göre yapılmış nanomoleküler düzeyde aktif doğal preparatlardır. Remediler vücutta bulunan sinyal moleküllerini harekete geçirerek iş görürler.
Örnek: Boğazımda yumru varmış gibi ve aynı zamanda migrenim var diyen hastayla boğazımda sadece yemekten sonra yumru va ve migrenim var diyen hastanın remedisi farklı çıkabilir.
Örnek: Dizim merdiven çıkarken ağrıyor diyen hasta ile merdiven inerken ağrıyor diyenin de remedisi farklı çıkabilir.
Örnek: Sol syatalji, gece saat 3 de nefes darlığı, depresyon, idrar kaçırma gibi şikayetlerin kesişim kümesi de remedi seçimi sağlar.
Örnek: Kaza sonrası korku kabus gören sırt ağrısı çeken hastanın remedisi seçilebilir.
Remedi seçiminde şikayetlerin ince ve ayrıntılı bilinmesi eksiksiz semptom olarak adlandırılır ve remedinin nokta atış bulunmasını sağlar.
Örnek fotoğraf:
Eksiksiz semptom; Olayın nedeni (causa), Lokalite (Olayın yeri), modalite (olayın oluş şekli), olayın hissi, olaya eşlik eden durumlar eksiksiz semptom demektir.
İnce ayrıntıda “gibi söylemleri (boğazımda ip varmış gibi, yüzümde karınca geziyormuş gibi…, zaman mekan durum, sağ sol, eşlik eden şikayetler önemlidir. Detaylar kişiye ne kadar özelse bunların kesişiminde bulunan remedi de o kadar kişiye özel demektir.
4. PROFİLLEME – DEĞERLENDİRME ETAP: TCM (Geleneksel Çin Tıbbı) 5 element teorisi ile analiz.
Geleneksel Çin Tıbbında (TCM) her organın meridyeni ve duygu durumu vardır. 5 element: Ağaç, Ateş, Toprak, Metal, Su
Bu elementlere göre uygunlukta olunan elementin saptanması meridyenlerin ve uygun akupunktur noktalarının bulunması ile TEDAVİNİN ANA KONULARINDAN BİRİDİR.
Akupunktur noktalarını seçme sebebimiz vücuda giriş kapıları olan özelleşmiş nosiseptörler olması nedeniyledir. Bu özelleşmiş AKUPUNKTUR NOKTA RESEPTÖRLERİ direnci çok düşük noktalardır. Direnç ne kadar düşükse verilen akım o kadar hızlı gider konusunu lisede fizik okuyan herkes bilir. (OHM YASASI: Akım X Direnç= Voltaj)
5 element: Ağaç, Ateş, Toprak, Metal, Su
Ağaç:
Yin organı: Karaciğer, Yang organı: Safra kesesi
Doku: Tendonlar
Duygu: Nezaket, Duygu: Öfke, hayal kırıklığı, depresyon
Tat: Ekşi, Renk: Yeşil, Sıvı: Gözyaşı, Duyu organı: Göz
Mevsim: İlkbahar, İklim: Rüzgarlı
Enerji: Yükselme, uzama, genişleme
Beklenti: İstediğini yaptırmak, Algı: Engellenmiş hissetmek
Stres tepkisi: Öfke, hayal kırıklığı
Denge bozulduğunda: Migren başağrısı, kasılmalar, boyun ve omuzlarda gerginlik
Yememesi gereken besinler: Yağ ve yağlı yiyecekler, alkol-kolestrol içerenler
Yemesi gereken besinler: Tahıl, sebze, deniz sebzeleri, balık
Ateş:
Yin organı: Kalp, Yang organı: İnce bağırsak
Doku: Damarlar
Duygu: Zevk, sevgi, Duygu: Nefret, anksiyete
Tat: Acı, Renk: Kırmızı, Sıvı: Ter, Duyu organı: Dil,
Mevsim: Yaz, İklim: Yaz sıcağı, Enerji: Yanma bitirme,
Beklenti: Gerçek sevgi, Algı: Kalp kırıklığı
Stres tepkisi: Neşeden yoksunluk
Denge bozulduğunda: Öz sevgi eksikliği, gerginlik, yorgunluk, uykusuzluk, sıcak basmaları, dolaşım bozukluğu, aşırı terleme, tansiyon, kalp problemleri
Yememesi gereken besinler: Baharatlı besinler, hayvansal besinler, kırmızı et, yumurta, süt, aşırı tuz
Yemesi gereken besinler: Mısır, brüksel lahanası, taze soğan, kırmızı mercimek, çilek, ahududu, karahindiba yaprağı
Toprak:
Yin organı: Dalak, Yang organı: Mide
Doku: Kaslar
Duygu: Adalet, Duygu: Dalgınlık, endişe
Tat: Tatlı, Renk: Sarı, Sıvı: Salya, Duyu organı: Ağız
Mevsim: Yaz sonu, İklim: Nem, Enerji: Yetiştirme, hasat etme, istikrar
Beklenti: ihtiyaçlarının karşılanması, Algı: ihmal edilmişlik
Stres tepkisi: Anlayış gösterme isteği,
Denge bozulduğunda: Obsesyon, aşırı korumacılık, bağımlılık, özgüvensizlik, endişe, zayıf hafıza, kilo almak, sindirim sorunları, yorgunluk, güvensizlik hissi
Yememesi gereken besinler: Rafine şeker, aşırı asitli fazla tatlı yiyecekler
Yemesi gereken besinler: Hafif tatlılar, darı, kabak, balkabağı, mineral içerikli sebze meyveler, kıvırcık marul, lahana, salatalık
Metal:
Yin organı: Akciğer, Yang organı: Kalın bağırsak
Doku: Deri saç ve vücut kılları
Duygu: Cesaret, Duygu: Keder, üzüntü
Tat: Keskin kokulu tatlar, Renk: Beyaz, Sıvı: Sümük, Duyu organı: Burun
Mevsim: Sonbahar, İklim: Kuraklık, Enerji: Değiştirme, kasılma, biriktirme
Beklenti: Arınma, anlam, Algı: Reddedilmişlik
Stres tepkisi: Bunalım
Denge bozulduğunda: Nefes problemleri, astım, kısık ses, tiz ses, boğaz problemleri, sedef, egzema, kuru deri, koku duyusunda zayıflık
Yememesi gereken besinler: Kırmızı et, hayvansal besinler, süt ürünleri, yağda kızartılmış besinler
Yemesi gereken besinler: Lahana, karnabahar, kahverengi pirinç, kereviz, salatalık, şalgam, kırmızı turp, soğan, yemeklere: zencefil kökü, sarımsak, hardal yaprağı
Su:
Yin organı: Böbrek, Yang organı: Mesane
Doku: Kemikler
Duygu: Şefkat, Duygu: Korku,
Tat: Tuzlu, Renk: Siyah, Sıvı: Tükürük, Duyu organı: Kulak
Mevsim: Kış, İklim: Soğuk, Enerji: Aşağı akma, nem, koruma, birleştirme
Beklenti: Güvenlik, Algı: Tehlike
Stres tepkisi: Korku
Denge bozulduğunda: Kolay kırılan kemikler, zayıf bacaklar, zayıf dizler, eklemlerde sertlik ve katılık, zayıf mesane kontrolü, baş ağrısı
Yememesi gereken besinler: Fazla tuz
Yemesi gereken besinler: Fasülye, arpa, karabuğday, zencefil kökü çayı
Örnek: Öfkeli, karaciğer yağlanması, hazımsızlık, tendon yırtığı olan kişi ağaç yapısında olabilir; karaciğer ve safra kesesi meridyenlerini onarmak gerekir.
Örnek: Obez, tatlı seven, sisli beyin, kas ağrısı olan kişi toprak grubunda olabilir; buradaki dalak mide meridyenlerinin onarılması gerekebilir.
5. PROFİLLEME – DEĞERLENDİRME ETAP:NLP (NöroLinguistik Programlama – Algısal Davranış Kontrolü)
Zihnin düşünce davranış kalıplarının çıkarılması ile ilgilidir. Zihin 5 duyu ile algılayıp beyinde buna göre istifler.
Zihin beden ruh kalp bütündür. Bedeni iyileştirirken zihni de iyileştirmek gerekir. 5 duyuyla algılayıp algıladığımız şekilde beyinde istifleriz. NLP; zihindeki istiflemeleri yine duyusal yollardan değiştirerek bakış açısına yeni bir çerçeve getirir.
NLP üç temel kavrama dayanmaktadır.
Neuro: Vücudun fizik faaliyetleri ve bütün davranışlar; “beş duyu” organından gelen bilgilerin (görme, işitme, koklama, duyma, dokunma) işlenmesi ile oluşan nörolojik bir sürecin sonucudur.
Linguistik: Sinirsel süreçler dil ve iletişim sistemleri yoluyla modeller ve stratejiler halinde temsil edilir, düzenlenir ve sıralanır. İletişimi ve bunun etkinliğini sağlar.
Programlama: Bilgisayar bilimlerindeki programlama kavramından alınmıştır. Kişilerin beş duyudan gelen algılarının zihni süreçler içerisinde kenisine özgü düzenlenmesi ve programlanmasını ifade eder.
NLP nerede kullanılır?
Beş duyu ile olan algılama zihinde düşünceleri oluşturur. Düşünceler davranışlara alışkanlıklara ve karaktere dönüşür. NLP; zihindeki algı değişimini sağlayarak duygu ve davranış değişikliği sağlayan özel bir tekniktir. NLP; zayıflama, ağrı, depresyon, takıntı gibi bir çok problemin tedavisinde destek olarak kullanılabilir. NLP ile düşünce davranış değişimi planlanır. NLP sadece davranış değişikliği talep eden kişilere de uygulanabilir.
6. PROFİLLEME – DEĞERLENDİRME ETAP:E – JUNG Kişilik Analiz Testii
8 tip kişilik
İçe dönük ve dışa dönük iki tutum kişiliğin dört işlevine dağıtıldığında 8 adet kişilik tipi ortaya çıkmakta demiştik:
1) İçedönük düşünen tip: Bağımsız, fikirlerden etkilenen, bir kaç kişi hariç yakın ilişkilere karşı çekimser.
2) Dışa dönük düşünen tip: İlkeli, idealist, rasyonel, objektif, duygular geride.
3) İçedönük duygusal tip: Sempatik, başkalarının memnuniyeti önemli, başkalarına bağlı olabilen yine de duygularını paylaşmakta çekimser.
4) Dışa dönük duygusal tip: Adaptasyonu kuvvetli, dış dünya ile iletişimi kuvvetli, duyguları yüzeysel.
5) İçe dönük sezgisel tip: Mistik, hayalperest, sanatçı.
6) Dışa dönük sezgisel tip: Girişimci, yüksek sosyal özgüven, dost canlısı, bazen sorumsuz.
7) İçe dönük duyusal tip: Sakin, pasif, kontrolcü ve kontrol etmeye meyilli.
8) Dışa dönük duyusal tip: Gerçekçi, nesnel, dost canlısı.